GENÇLERE İLHAM VERİYOR
Sorgun otogarında ayakkabı boyayarak harçlığını çıkaran Sefa Şahin’in dünyaca ünlü moda markaları Bottega Venetta, Balmain gibi markaların peşinde koştuğu bir tasarımcıya dönüşme hikâyesi gençlere ilham veriyor.
SORGUN OTOGARINDAN BAŞLAYAH HİKAYE (1999)
Ünlü tasarımcı Safa Şahin, Sorgun'da, kamyon şoförü baba, ev hanımı annenin üç çocuğundan en küçüğü olarak doğdu. Babası sık sık ev dışında ekmek peşinde koşarken, o da Sorgun otogarında ayakkabı boyayarak geçimlerini sağlıyorlardı. Gemi inşa mühendisi olan ağabeyinin tasarlayıp yaptığı boyacı sandığını sırtına yükleyip Sorgun Otogarı’na gittiğinde 10 yaşında olduğunu söyleyen Şahin “Çok yaramazmışım, herkesin şikayet ettiği, ailenin de ‘ne olacak bu çocuk’ dediği türden. Ama boyacılık yaparken insanların ayakkabılarına bakarak sadece işime odaklandım. Para kazandım. Bir gün ayakkabısını boyayım diye ısrar ettiğim adamdan bir tokat yiyince sandığı bir daha elime almadım” dedi.
İlk olarak Nike’ın keşfederek Amerika’ya davet ettiği Şahin şimdi Balmain’de Milano-Paris-Konya hattında çalışıyor. Neden Konya diye sorduğumuzda ise, “Selçuk Üniversitesi Ayakkabı Tasarımı Bölümü öğrencilerine yaşadıklarımı anlatıyorum. Benim geçtiğim yollar çok çetindi, onlar yaşamasın” dedi.
Safa Şahin, garajda başlayıp Slikon Vadisi’nde bitenlerden çok daha sarsıcı bir başarı hikâyesinin başkahramanı. Onu Ayakkabı Yan Sanayi Derneği AYSAD’ın İstanbul’daki AYSAF fuarında keşfedildi. Fuara gelen yabancı konuşmacılar Şahin ile fotoğraf çektirmek için sıraya girdiler. Safa Şahin'in hayatı bu fuarın ardından değişti. Dünyaca ünlü ayakkabı firmalarının tasarımcısı haline gelen Şahin, gençlere ilham olmaya ve onlara örnek olmaya çalışıyor.
LADY GAGA BENİ BULDU
Şahin hayatını şöyle anlattı. “Artık kartonların üzerinde uyuyordum. Kendimi geçindiremiyordum. Mecbur annemi aradım. ‘Gel’ dedi. İyi ki gitmişim, bir tavsiye ile güzel sanatlar fakültesi sınavlarına girmeye karar verdim. Selçuk Üniversitesi’nde Resim Bölümü’nü kazandım. Yazları da Konya’da sanayide ayakkabı atölyelerinde çalıştım. Okuldan onur derecesiyle mezun oldum. O sırada Marmara Üniversitesi’nde bir yıl değişim öğrencisi oldum. Erasmus’a da hak kazanınca Torino’da eğitim alma şansı yakaladım. Sürekli kendime ayakkabı yapıyordum. Tasarımlarımı sosyal medyada paylaşıyordum. 3D printer ile yaptığım ayakkabı Lady Gaga’nın dikkatini çekmiş. Benden istediler. Gönderdim. Bir kapak çekiminde kullanacaklarını söylediler ama sanırım kullanmadılar.
NIKE LİMUZİNLE KARŞILADI
Bu arada Türkiye’de TASEV’in tasarım yarışmaları ilgimi çekiyordu. Çünkü birinciyi yurtdışına eğitime gönderiyorlardı. Girdim, birinci oldum. Ama bütçe yeterli değilmiş o yıl için. Beni göndermediler. Steve Jobs’ın, ‘her gün bir nokta koysan kocaman biralan yaratır’ sözünden etkilendim. Üsküdar’da bir kafe buldum kendime. İşyerim gibi gidip bütün gün bir çay içip tasarım yaptım, sosyal medyaya koydum. Günlerce. Bir gece bir mail aldım. Nike’ın beyin avcısı olduğunu söylüyordu. ‘Tasarım ekibimiz çizimlerinizi çok beğenmiş, Amerika’ya gelin’ diyordu. İşte hayatımın kırılım noktası mail. Gittim. Portlan’a indiğimde beni bir limuzin, bir de takım elbiseli şoför bekliyordu. Her yerden kulağımdan tutularak kovulunca bu manzara beni çok şaşırttı. İngilizcem iyi değildi, tercüman buldular. Anlaştık. Hayatımı bu şekilde değişti”dedi.