GAZZE’DE HİÇBİR PROSEDÜR GAZETECİLERİ KORUYAMAZ!

GÜNDEM 27.12.2023 - 17:14, Güncelleme: 27.12.2023 - 17:14
 

GAZZE’DE HİÇBİR PROSEDÜR GAZETECİLERİ KORUYAMAZ!

GAZZE’DE HİÇBİR PROSEDÜR GAZETECİLERİ KORUYAMAZ!
GAZZE’DE HİÇBİR PROSEDÜR GAZETECİLERİ KORUYAMAZ! Ben Gazzeli bir savaş muhabiriyim, kendimi korumak için gerekli tüm prosedürleri biliyorum. Dünyanın birçok ülkesinde Al Jazeera’nın savaş muhabiri olarak çalıştım. Ama Gazze’de durum çok farklı. Savaş anında uygulanan hiçbir güvenlik prosedürleri Gazze’deki meslektaşlarımı koruyamaz! Çünkü yaşadığımız bir soykırım! İ srail, 75 yıllık işgal tarihi boyunca, Filistin halkına yönelik öldürmelere, tacizlere ve sayısız suça rağmen, her zaman mağdur imajını yansıtmayı başardı. Hiç şüphe yok ki bu tablonun çizilmesine yardımcı olan, onu bölgedeki tek hak, özgürlükler ve demokrasi devleti olarak sunan Batılı siyasetçiler ve suç ortağı Batı medyasıdır. Ancak 7 Ekim’de Gazze Şeridi’ndeki vahşi savaştan sonra yaşananlar, bu ırkçı sömürge devletinin gerçek çirkin yüzünü gösterdi. Her suçlu, suçlarını çeşitli şekillerde gizlemeye çalıştığından, gazetecilerin İsrail’in en önemli hedefi olması doğaldı. Bu nedenle gazetecilerin Gazze’ye girmesini engellemeye başladı ve yalnızca İsrail’in hikayesini aktarabilmek için gazetecilerin İsrail’e girmesine izin verdi. Ve unutmayacağım ki, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cebeliye Mülteci Kampı’nın bombalandığı ve 400’e yakın Filistinlinin şehit edildiği gün, Demir Kubbe Kassam roketlerini de vurabilmişti ve bu roketlerden bazı parçalar gazetecilerin yanına düşmüştü. İsrail’in çok sayıda gazeteci toplanması için seçtiği yerdeydi. Uluslararası ve Türk kanalların çoğunda da ana haber, gazetecilerin tehlikeye maruz kaldığı ve bu şarapnellerin yanlarına düştüğü yönündeydi. Elbette bu İsrail için yeterli değildi, çünkü Gazze yaşayan bir şehir ve kendi evlerinde yüzlerce gazeteci vardı. Dolayısıyla doğrudan onları hedef alıp öldürmeye başladı ve bu yazıyı yazdığım sırada Gazze’de gazeteci şehitlerin sayısı 7 Ekim’den bu yana 92’ye ulaşmıştı ki bu korkutucu ve benzeri görülmemiş bir oran. İkinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği 6 yılda, 69 gazeteci öldürülmüştü. Hedef, yalnızca gazetecilerle sınırlı kalmadı, birçok gazetecinin ailesi de öldürüldü. Meslektaşımız Al Jazeera muhabiri Wael Al Dahdouh’un ailesinden eşi, iki çocuğu ve 20’ye yakın üyesi şehit oldu. Al Jazeera muhabiri Moamen Al-Sharafi’nin anne ve babasının da aralarında bulunduğu ailesinden 20 kişi de şehit edildi. Al Jazeera’nın canlı yayın mühendisi Muhammed Ebu El Kumsan’ın babası ve iki erkek kardeşinin de aralarında bulunduğu ailesinden 18 kişi şehit oldu. İsrail ordusu da Al Jazeera’daki gazeteci meslektaşımız Anas El Şerif’i defalarca arayarak çalışmayı bırakması talimatını verdi, çalışmayı bırakmazsa ölümle tehdit etti. Cevap vermeyince Jabalia mülteci kampında olan evini hedef aldı ve babasını öldürdü. Ama İsrail’in gözden kaçırdığı şey, bu devirde sosyal medya diye bir medya kuruluşunun var olduğudur. Her vatandaşın gazeteci olabildiği, vahşi suçların gizlenemediği yerde, Gazzeli gazeteciler ve Gazze halkı sosyal medya aracılığıyla yaşananları aktardılar. İsrail’in çirkin yüzünü gizlemek için uzun süredir kullandığı haklar, ahlak ve insanilik maskesini büyük ölçüde düşürmeyi başardılar. Filistinli bir gazeteciyim ve Gazzeliyim. Dünyanın birçok ülkesinde Al Jazeera’nın savaş muhabiriyim. 6 aydan fazla Ukrayna’nın çoğu bölgesinde çalıştım. En az 25 defa Suriye’de bulundum ve Karabağ savaşında, Libya’da ve Irak’ta da çalıştım. Ama İsrail’in Gazze’ye karşı yürüttüğü birçok savaşta bir kez bile çalışamadım. Çünkü ben bir Filistinliyim , bana izin verilmiyor! Ayrıca savaş haberciliği konusunda uzun bir tecrübeye sahibim. Çalışma ve kişisel korunma kurallarını, nasıl hareket etmemiz gerektiğini, kendimizi korumak için izlememiz gereken prosedürleri çok iyi biliyorum. Buna rağmen Gazze’deki meslektaşlarım için tüm bu prosedürlerin hiçbir değerinin olmadığını ve hiçbir gazeteciyi asla koruyamayacağını söylemek istiyorum. (HABER MERKEZİ)
GAZZE’DE HİÇBİR PROSEDÜR GAZETECİLERİ KORUYAMAZ!

GAZZE’DE HİÇBİR PROSEDÜR GAZETECİLERİ KORUYAMAZ!

Ben Gazzeli bir savaş muhabiriyim, kendimi korumak için gerekli tüm prosedürleri biliyorum. Dünyanın birçok ülkesinde Al Jazeera’nın savaş muhabiri olarak çalıştım. Ama Gazze’de durum çok farklı. Savaş anında uygulanan hiçbir güvenlik prosedürleri Gazze’deki meslektaşlarımı koruyamaz! Çünkü yaşadığımız bir soykırım!

İ srail, 75 yıllık işgal tarihi boyunca, Filistin halkına yönelik öldürmelere, tacizlere ve sayısız suça rağmen, her zaman mağdur imajını yansıtmayı başardı. Hiç şüphe yok ki bu tablonun çizilmesine yardımcı olan, onu bölgedeki tek hak, özgürlükler ve demokrasi devleti olarak sunan Batılı siyasetçiler ve suç ortağı Batı medyasıdır. Ancak 7 Ekim’de Gazze Şeridi’ndeki vahşi savaştan sonra yaşananlar, bu ırkçı sömürge devletinin gerçek çirkin yüzünü gösterdi. Her suçlu, suçlarını çeşitli şekillerde gizlemeye çalıştığından, gazetecilerin İsrail’in en önemli hedefi olması doğaldı. Bu nedenle gazetecilerin Gazze’ye girmesini engellemeye başladı ve yalnızca İsrail’in hikayesini aktarabilmek için gazetecilerin İsrail’e girmesine izin verdi. Ve unutmayacağım ki, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cebeliye Mülteci Kampı’nın bombalandığı ve 400’e yakın Filistinlinin şehit edildiği gün, Demir Kubbe Kassam roketlerini de vurabilmişti ve bu roketlerden bazı parçalar gazetecilerin yanına düşmüştü. İsrail’in çok sayıda gazeteci toplanması için seçtiği yerdeydi. Uluslararası ve Türk kanalların çoğunda da ana haber, gazetecilerin tehlikeye maruz kaldığı ve bu şarapnellerin yanlarına düştüğü yönündeydi. Elbette bu İsrail için yeterli değildi, çünkü Gazze yaşayan bir şehir ve kendi evlerinde yüzlerce gazeteci vardı. Dolayısıyla doğrudan onları hedef alıp öldürmeye başladı ve bu yazıyı yazdığım sırada Gazze’de gazeteci şehitlerin sayısı 7 Ekim’den bu yana 92’ye ulaşmıştı ki bu korkutucu ve benzeri görülmemiş bir oran. İkinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği 6 yılda, 69 gazeteci öldürülmüştü. Hedef, yalnızca gazetecilerle sınırlı kalmadı, birçok gazetecinin ailesi de öldürüldü. Meslektaşımız Al Jazeera muhabiri Wael Al Dahdouh’un ailesinden eşi, iki çocuğu ve 20’ye yakın üyesi şehit oldu. Al Jazeera muhabiri Moamen Al-Sharafi’nin anne ve babasının da aralarında bulunduğu ailesinden 20 kişi de şehit edildi. Al Jazeera’nın canlı yayın mühendisi Muhammed Ebu El Kumsan’ın babası ve iki erkek kardeşinin de aralarında bulunduğu ailesinden 18 kişi şehit oldu. İsrail ordusu da Al Jazeera’daki gazeteci meslektaşımız Anas El Şerif’i defalarca arayarak çalışmayı bırakması talimatını verdi, çalışmayı bırakmazsa ölümle tehdit etti. Cevap vermeyince Jabalia mülteci kampında olan evini hedef aldı ve babasını öldürdü. Ama İsrail’in gözden kaçırdığı şey, bu devirde sosyal medya diye bir medya kuruluşunun var olduğudur. Her vatandaşın gazeteci olabildiği, vahşi suçların gizlenemediği yerde, Gazzeli gazeteciler ve Gazze halkı sosyal medya aracılığıyla yaşananları aktardılar. İsrail’in çirkin yüzünü gizlemek için uzun süredir kullandığı haklar, ahlak ve insanilik maskesini büyük ölçüde düşürmeyi başardılar. Filistinli bir gazeteciyim ve Gazzeliyim. Dünyanın birçok ülkesinde Al Jazeera’nın savaş muhabiriyim. 6 aydan fazla Ukrayna’nın çoğu bölgesinde çalıştım. En az 25 defa Suriye’de bulundum ve Karabağ savaşında, Libya’da ve Irak’ta da çalıştım. Ama İsrail’in Gazze’ye karşı yürüttüğü birçok savaşta bir kez bile çalışamadım. Çünkü ben bir Filistinliyim , bana izin verilmiyor! Ayrıca savaş haberciliği konusunda uzun bir tecrübeye sahibim. Çalışma ve kişisel korunma kurallarını, nasıl hareket etmemiz gerektiğini, kendimizi korumak için izlememiz gereken prosedürleri çok iyi biliyorum. Buna rağmen Gazze’deki meslektaşlarım için tüm bu prosedürlerin hiçbir değerinin olmadığını ve hiçbir gazeteciyi asla koruyamayacağını söylemek istiyorum. (HABER MERKEZİ)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.