Durali Doğan
Köşe Yazarı
Durali Doğan
b
 

BEN GİDERİM ADIM KALIR

1970’li yıllarda bizler Aşık Veysel, Murat Çobanoğlu, Aşık Reyhani gibi aşık ve ozanların türküleriyle büyüdük. Rahmetli babam da çok severdi Aşık Veysel’i.Radyodan Aşık Veysel’in sesi duyulunca “biraz daha açardık” 1960 model Thomson marka radyomuzun sesini. Ben giderim adım kalır,Dostlar beni hatırlasın… O yıllarda Ümit Kaftancıoğlu’nun radyo programları vardı: “Ocakbaşı, Dilden Dile”gibi programlarda hal ozanlarına, aşıklarına yer verilirdi. Kaftancıoğlu uzun uzun aşıkları anlatırdı. Biz de zevkle dinlerdik. Çocukluk yıllarımdan beri halk hikayelerini; özellikle Leyla İle Mecnun, Kerem ile Aslı, Aşık Garip ile Şahsenem hikayelerini okumayı çok severdim. Yunus Emre, Karacaoğlan, Köroğlu, Dadaloğlu, Aşık Seyrani, Alcılı Dindari mahlaslı şiir, destan yazan Aşık Muhittin Kaynar’ın destanları ile büyüdüm.  Rahmetli babam her hafta Perşembe pazarından elma-portakal ile birlikte aldığı Aşık Muhittin’in destanları ile gelirdi. Ben o destanları hayvan otlatırken azık çantamdan eksik etmez, okurdum. O yıllarda bu destan ve türkülerden beslendik. “Dildin Dile” gibi radyo programlarında;  Anadolu insan, değerlerimiz, türkümüz, şarkımız, destanımız, hikayemiz, kısaca yüreğimizde yeşerttiğimiz güzellikler anlatılırdı. Onlardan birisi de Aşık Veysel’di. Sanki köyümüzden birisiydi. Bizdendi. İçimizdeydi.Biz onu  ta o yıllardan beri kendimizden saydık. Aşımızda, ekmeğimizde, suyumuzda oturduğumuz sofrada o vardı. Karanlık dünyasını sazıyla türküleriyle aydınlatmaya çalışıyordu, ama biz onu görmüyor, sadece sesini dinliyorduk.  Ondan aldığım derste berraklık, tertemiz bir gönül ve riyasız sevme ve aşk vardı. Gönül gözüyle gören ve hayata elleriyle dokunan bir insan.     Sivas/ Şarkışla/ Sivrialan Köyü'nden çıkan; halktan, haktan, iyiden, doğrudan ve güzelden yana olan, ikilik, senden- benden davası gütmeyen bir gönül adamı.  O yılların tadı damağımızda kaldı. Her kim ki olursa bu sırra mazhar, Dünyaya bırakır ölmez bir eser, Gün gelir Veysel'i bağrına basar, Benim sadık yârim kara topraktır.  Bize okumayı,türkü dinlemeyi, sevgiyi sevdiren güzel insan.  Bir Nevruz günü, 21 Mart 1973’te sadık yari kara toprağa kavuştu. Mevla gani gani rahmet etsin. Ruhu şad olsun…
Ekleme Tarihi: 23 Mart 2021 - Salı

BEN GİDERİM ADIM KALIR

1970’li yıllarda bizler Aşık Veysel, Murat Çobanoğlu, Aşık Reyhani gibi aşık ve ozanların türküleriyle büyüdük.
Rahmetli babam da çok severdi Aşık Veysel’i.Radyodan Aşık Veysel’in sesi duyulunca “biraz daha açardık” 1960 model Thomson marka radyomuzun sesini.
Ben giderim adım kalır,Dostlar beni hatırlasın…
O yıllarda Ümit Kaftancıoğlu’nun radyo programları vardı:
“Ocakbaşı, Dilden Dile”gibi programlarda hal ozanlarına, aşıklarına yer verilirdi. Kaftancıoğlu uzun uzun aşıkları anlatırdı. Biz de zevkle dinlerdik.
Çocukluk yıllarımdan beri halk hikayelerini; özellikle Leyla İle Mecnun, Kerem ile Aslı, Aşık Garip ile Şahsenem hikayelerini okumayı çok severdim.
Yunus Emre, Karacaoğlan, Köroğlu, Dadaloğlu, Aşık Seyrani, Alcılı Dindari mahlaslı şiir, destan yazan Aşık Muhittin Kaynar’ın destanları ile büyüdüm. 
Rahmetli babam her hafta Perşembe pazarından elma-portakal ile birlikte aldığı Aşık Muhittin’in destanları ile gelirdi. Ben o destanları hayvan otlatırken azık çantamdan eksik etmez, okurdum.
O yıllarda bu destan ve türkülerden beslendik.
“Dildin Dile” gibi radyo programlarında;  Anadolu insan, değerlerimiz, türkümüz, şarkımız, destanımız, hikayemiz, kısaca yüreğimizde yeşerttiğimiz güzellikler anlatılırdı.
Onlardan birisi de Aşık Veysel’di. Sanki köyümüzden birisiydi. Bizdendi. İçimizdeydi.Biz onu  ta o yıllardan beri kendimizden saydık. Aşımızda, ekmeğimizde, suyumuzda oturduğumuz sofrada o vardı.
Karanlık dünyasını sazıyla türküleriyle aydınlatmaya çalışıyordu, ama biz onu görmüyor, sadece sesini dinliyorduk. 
Ondan aldığım derste berraklık, tertemiz bir gönül ve riyasız sevme ve aşk vardı. Gönül gözüyle gören ve hayata elleriyle dokunan bir insan.    
Sivas/ Şarkışla/ Sivrialan Köyü'nden çıkan; halktan, haktan, iyiden, doğrudan ve güzelden yana olan, ikilik, senden- benden davası gütmeyen bir gönül adamı.
 O yılların tadı damağımızda kaldı.
Her kim ki olursa bu sırra mazhar,
Dünyaya bırakır ölmez bir eser,
Gün gelir Veysel'i bağrına basar,
Benim sadık yârim kara topraktır. 
Bize okumayı,türkü dinlemeyi, sevgiyi sevdiren güzel insan. 
Bir Nevruz günü, 21 Mart 1973’te sadık yari kara toprağa kavuştu.
Mevla gani gani rahmet etsin. Ruhu şad olsun…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.