Durali Doğan
Köşe Yazarı
Durali Doğan
b
 

DOSTLUK ÜZERİNE

DOSTLUK ÜZERİNE Durali DOĞAN                     Dostluk öldükten sonra da devam eder ve ahiret kardeşliği olarak bir sonraki nesillere örnek olarak aktarılır. İslam Peygamberi dostluğun ve bunun devam etmesi hususunda şöyle diyor:                 - “Dostluğu sürdürmek imandandır. Dostlukta kıdem de esastır. İstiklalimizin ve istikbalimizin şairi Mehmet Akif Ersoy ise dostluk konusunda Safahat’ının ve hayatının satır aralarına çok şeyler sığdırmış.                 Abdullah Bey, İkinci Meşrutiyet yıllarında İstanbul Baytar Müdür-i Umumisidir ve yardımcısı da Baytar Mehmet Akif Ersoy’dur. Aynı zamanda İstanbul Halkalı Baytar Mektebinden de sınıf arkadaşıdırlar bu iki isim. Haksız bir şekilde Abdullah Bey görevinden alınınca Mehmet Akif Ersoy da bütün ısrarlara rağmen görevinde kalmak istemez, o da istifa ederek ayrılır. Baytar Mektebi’nden bir başka sınıf arkadaşı da Hasan Tahsin Beydir. Daha öğrenci iken iki arkadaş aralarında şöyle bir söz keserler: – Kim erken vefat ederse, geride bıraktığı çocuklarına bakacak! Hasan Tahsin Bey daha önce hayata gözlerini yumar. Üç evladı yetim kalır. Akif’in “hamasi şairimiz” dediği Mithat Cemal Kuntay bir gün üstadın evine gider. Bahçesi çocuk yuvası gibi cıvıl cıvıldır. Çocuklar oyun oynuyorlar. Önce dikkatini çekmez. Ancak bir sonraki ziyaretinde aynı durumda karşılaşınca sorar. Mehmet Akif ısrarla bahçede oynayan sekiz çocuğun da misafir değil, ısrarla kendi evlatları olduğunu anlatmaya çalışır. Gerçekten de Mehmet Akif Ersoy yetim bu üç çocuğu kendi evlatları Cemile, Feride, Suat, Emin ve Tahir’den hiç ayırt etmez. Öyle ki bu çocuklardan Süheyla Hanımı 1927’den itibaren beş dönem milletvekilliği yapacak olan Hayrettin Karan ile evlendirir. Bu ne muhteşem bir dostluk ve sözünü yerine getirmedir. Mevlana'da dostluk üzerine çok söz söylemiştir.                 Her yıl 7- 17 Aralık tarihlerinde andığımız Hz. Mevlana'da; "Dostlarınla öyle yaşa ki düşman olduğunda hakkında söyleyecek sözleri olmasın. Düşmanlarınla öyle yaşa ki dost olduğunda yüzün kızarmasın. " der. Dostluk; Mevlana'nın sözlerinde muhteşem bir şekilde açıklanmıştır. Yazımı Mevlana'nın dostluk üzerine söylediği birkaç güzel sözle bitirmek istiyorum: Güller, laleler, bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır ama sağlam arkadaşlık ne solar ne de kırılır. Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz eleştirin, basit bir kimseyi dost edinmek isterseniz övün. İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur. Candan ümidi kesebilirsiniz; ama Can dostlarıyla irtibatı kesmek güçtür. Yılan sokması seni sadece canından eder. Ama kötü dost hem candan hem de imandan eder!
Ekleme Tarihi: 06 Aralık 2022 - Salı

DOSTLUK ÜZERİNE

DOSTLUK ÜZERİNE

Durali DOĞAN

 

 

                Dostluk öldükten sonra da devam eder ve ahiret kardeşliği olarak bir sonraki nesillere örnek olarak aktarılır. İslam Peygamberi dostluğun ve bunun devam etmesi hususunda şöyle diyor:

                - “Dostluğu sürdürmek imandandır. Dostlukta kıdem de esastır.

İstiklalimizin ve istikbalimizin şairi Mehmet Akif Ersoy ise dostluk konusunda Safahat’ının ve hayatının satır aralarına çok şeyler sığdırmış.

                Abdullah Bey, İkinci Meşrutiyet yıllarında İstanbul Baytar Müdür-i Umumisidir ve yardımcısı da Baytar Mehmet Akif Ersoy’dur. Aynı zamanda İstanbul Halkalı Baytar Mektebinden de sınıf arkadaşıdırlar bu iki isim. Haksız bir şekilde Abdullah Bey görevinden alınınca Mehmet Akif Ersoy da bütün ısrarlara rağmen görevinde kalmak istemez, o da istifa ederek ayrılır.

Baytar Mektebi’nden bir başka sınıf arkadaşı da Hasan Tahsin Beydir. Daha öğrenci iken iki arkadaş aralarında şöyle bir söz keserler:

– Kim erken vefat ederse, geride bıraktığı çocuklarına bakacak!

Hasan Tahsin Bey daha önce hayata gözlerini yumar. Üç evladı yetim kalır. Akif’in “hamasi şairimiz” dediği Mithat Cemal Kuntay bir gün üstadın evine gider. Bahçesi çocuk yuvası gibi cıvıl cıvıldır. Çocuklar oyun oynuyorlar. Önce dikkatini çekmez. Ancak bir sonraki ziyaretinde aynı durumda karşılaşınca sorar. Mehmet Akif ısrarla bahçede oynayan sekiz çocuğun da misafir değil, ısrarla kendi evlatları olduğunu anlatmaya çalışır. Gerçekten de Mehmet Akif Ersoy yetim bu üç çocuğu kendi evlatları Cemile, Feride, Suat, Emin ve Tahir’den hiç ayırt etmez. Öyle ki bu çocuklardan Süheyla Hanımı 1927’den itibaren beş dönem milletvekilliği yapacak olan Hayrettin Karan ile evlendirir. Bu ne muhteşem bir dostluk ve sözünü yerine getirmedir.

Mevlana'da dostluk üzerine çok söz söylemiştir.

                Her yıl 7- 17 Aralık tarihlerinde andığımız Hz. Mevlana'da;

"Dostlarınla öyle yaşa ki düşman olduğunda hakkında söyleyecek sözleri olmasın.

Düşmanlarınla öyle yaşa ki dost olduğunda yüzün kızarmasın. " der.

Dostluk; Mevlana'nın sözlerinde muhteşem bir şekilde açıklanmıştır.

Yazımı Mevlana'nın dostluk üzerine söylediği birkaç güzel sözle bitirmek istiyorum:

Güller, laleler, bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır ama sağlam arkadaşlık ne solar ne de kırılır.

Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz eleştirin, basit bir kimseyi dost edinmek isterseniz övün.

İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.

Candan ümidi kesebilirsiniz; ama Can dostlarıyla irtibatı kesmek güçtür.

Yılan sokması seni sadece canından eder. Ama kötü dost hem candan hem de imandan eder!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.