Atatürk’ün Cumhuriyet Erdemdir Stratejisi-2
Yahya Aksoy
“Savaş Sanatı” kitabı yazarı SUN TZU “Zeki bir liderin zihninde,planlarında olumlu ve olumsuz taraflar harmanlanır.bu sayede koşullar değiştiğinde planlada değişiklik yapmak da kolaylaşır…” demekte.
Komutanlar ve vilayet yöneticileri ile haberleşmeye öncelik ve önem veren Mustafa Kemal Paşa , bir yandan sıtratejisini cephelerde uygulamaya çalışırken bir yandan da iletişimin önemi ve önceliği nedeniyle telgraf savaşlarına katıldı. Komutanlar, sivil yöneticiler ve halk arasında koordineli bir ” Millî Mücadele” verilmesi için tarihe ışık tutan stratejiler,plânlamalar, taktikler,çalışmalar ve uygulamalar gerçekleştirdi ve başarıya ulaştı.”Kurtuluş Savaşı’nı nasıl kazandınız diye soran gazeteciye,”Telgrafın telleriyle…” dedi.
“ Modern Türkiye’nin Doğu’lu olmaktan çok Batı’lılaşmaya kararlı bulunması Atatürk’ün iş programının en belirgin özelliğini meydana getirir. Ülkesini yüzyılın gerekleriyle bağdaşacak siyasî bir düzene kavuşturmak;ekonomik,sosyal ve kültürel yönlerden kalkındırmak uğrunda Atatürk’ün harcamış olduğu gayretlerin kıymeti inkâr edilemez bir gerçektir…”Abüsselam Arif(Irak Cumhurbaşkanı)
“Bir işi zamansız yapmak, o işi başarısızlığa uğratmak olur. Her şeyi sırasında ve zamanında yapmalıdır,” diyerek yola koyulan ve ” 1919 Mayıs içinde Samsun’a çıktığımda elimde hiç bir kuvvet yoktu; yalnız Türk Milleti’nin asaletinden doğan ve benim vücudumu dolduran yüksek ve manevi kuvvet vardı. İşte ben bu millî kuvvete,bu Türk Milletine güvenerek işe başladım” diyen Mustafa Kemal Atatürk ;
“Ya bağımsızlık ya ölüm” parolası ve halkı ile birlikte yola çıkarak, “Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır” çağrısı ile Cumhuriyet yolunda tarihin en hızlı tam bağımsızlık zaferini Başkomutan olarak kazanarak Kurtuluş Savaşı’nı sürdürürken , halkın temsilcilerinden 23 Nisan 1920’de kurduğu TBMM ile birlikte ” En büyük eserim ” dediği ve kültür temelleri üzerine kurduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ni 29 Ekim 1923 ‘de ilân etmiştir.
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.” Türk halkı tekdir,bütündür ve ulus olmuştur. Binlerce yıllık geçmişten gelerek kaynaşmış ve sonsuz geleceğe akıp gitmektedir..
Atatürkçülük, Türk Ulusu’nun aklın ve bilimin yol göstericiliğinde ileri bir toplum olarak en kısa sürede çağdaş uygarlık düzeyine erişmesini ve onun üstüne çıkmasını, dünya ulusları ailesi içerisinde bağımsız, onurlu, özgür ve eşit bir üyesi olarak, demokratik ve lâik kurallarla mutlu, gelişmiş, verimli ve onurlu bir yaşam sürmesini amaçlayan, ilkeleri Türk Ulusu’nun gereksinimlerinden doğmuş, çağdaş bir düşünceyi simgeler.
Çinli tarihçi M.S.Cheng ‘in dediği gibi :“Mustafa Kemal Türkiye’nin kalbidir.” Savaşı barış için yapan,dünyada tek komutan, kurtarıcı, kurucu ,G.Petrov’un ,1800 lerde Finladiya’yı cehaletten kurtarmak için yazdığı“Beyaz Zambaklar Ülkesi” eserini Türkiye’de okul müfredatına alınmasını emreden ve çağdaşlık yolunda dünyada örnek alınan tek devlet adamı Atatürk’tür.
…” AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Oli Rehn, 5 Temmuz 2007’de İstanbul’da “Türkiye’nin AB’ye girişinde Finlandiya’nın rolü” konusunda yaptığı konuşmada şöyle Türkiye ve Finlandiya’nın siyasi mitolojisindeki önemli benzerliklerde dâhil iki ülke arasındaki önemli bir tarihi bağlantıyı hatırlatmak istiyorum. Bu bağlantı modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal’e kadar dayanır. O, Gregory Petrov’un ünlü Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabını Türk eğitim kurumlarında zorunlu bir kitap olmasını istedi. Kitap,Fin ulusal kalkınmasını ve milli düşünür J.V.Snelman aracılığı ile eğitim ve sivil toplumun önemini açıklar. Atatürk’ün aynı zamanda,daha sonra Kış Savaşı’ında Fin bağımsızlığının lideri ve Batı demokrasisinin savunucusu General Mannerheim’in bir hayranı olduğu da bilinmektedir. Dahası 1956’dan 1981’e kadar çok uzun süre Finlandiya başkanlığını yürüten Urho Kekkhonen gençliğinde Atatürk devrimlerini okumuştur. Finlandiya bağımsızlık ve kalkınmasında Snelman ulusal bir düşünür; Mannerheim bir asker ve stratejik lider; Kekkhonen ise bir devlet adamıdır. Türkiye’de ise tüm bu üç karakter Kemal Atatürk’te birleşir demekte: “
Mustafa Kemal’in parolası “Yurtta sulh cihanda sulh”tu. Türkler bütün uygar milletlerin dostuydu.Eski kavgalar, dünyayı fethetmek hevesiyle birlikte artık unutulmuştu. Türkler, ellerinden alınan yerleri yeniden kazanmak, ya da sınırı düzeltmek diye bir şeyi düşünmüyorlardı. Gazi, bir kere İmparatorluğunun başına gelenlerden yakınan bir Macar diplomatına hiç duygudaşlık göstermedi. Macar, “Ama sizin çocuğunuz yok” diye itiraz etti. Mustafa Kemal, “Bütün Türk milleti benim çocuklarımdır” diye cevap verdi. Sonra ” Beni dinleyin” dedi. “Evet,efendim”, Ben bir Makedonyalıyım. Ama hiçbir toprak talebinde bulunmuyorum.” Gazi’nin Dış İşleri Bakanı memleketin politikasını şöyle tanımladı: “Türkiye bir santim yabancı toprak istemez ama kendi topraklarından da bir santim veremez.”Lord kinross (İng.)
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize yol gösteren “Cumhuriyet erdemdir”fikirleri ışığında bilgi ve bilinçle ilerlemek ulusal bir görevdir. “bugün hepimize düşen görev; ulusal değerlere,bilince, Cumhuriyet’ sahip çıkmak, Çanakkale’yi,Kurtuluş Savaşı’nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusu dili, kültürü,tarihî ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir.”
Demokratik,laik,sosyal bir hukuk devleti olan çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin 99.yılını kararlılık ve heyecanla kutlarken, eşsiz önder Atatürk’ü ve tüm arkadaşlarını rahmet ve minnetle anarak ; 102.Yılı için “ATATÜRK ÖNDER,CUMHURİYET ERDEMDİR!” ana teması ile Ulusal ve evrensel boyutlarda çok kapsamlı ve katılımcı etkinlikleri şimdiden planlayarak uygulamaya başlamalıyız…102. yılı “ATATÜRK VE CUMHURİYET YILI OLARAK –ATATÜRK ÖNDER-CUMHURİYET ERDEMDİR” teması ile yıl boyunca kalıcı ve çok kapsamlı etkinliklerle kutlamalıyız.
