Durali Doğan
Köşe Yazarı
Durali Doğan
b
 

BOZKIRDAKİ FENER VE FAİK BİROL

BOZKIRDAKİ FENER VE FAİK BİROL “Bozkırdaki Fener, Bir Köy Enstitülü Öğretmenin Anıları”, emekli öğretmen Faik Birol’un 36 yıllık meslek hayatındaki anılarından oluşan bir kitap. Sorgun ilçesinin Alcı köyünde doğan Faik Birol, 1950’de Pazarören Köy Enstitüsü’nden mezun olmuş, doğduğu köyü Alcı başta olmak üzere birçok değişik okullarda öğretmen olarak görev yapmış, 1986 yılında emekli olmuş bir eğitimci, yazar. Faik Birol, anı kitabında kendisinin de yetiştiği köy enstitülerinin kuruluşuyla ilgili yalın ve akıcı üslubuyla önemli değerlendirmelerde bulunmuş.  O yıllarda nüfusumuzun 80’inin tarımla uğraştığını, traktör olmadığı için toprağın kara sabanla sürüldüğünü, toplu ulaşımın olmadığını, tren dışında köylere eşek, at, katır, kağnı ve nadiren de at arabası ile ulaşım yapıldığını anlatır. 1940’lı yıllarda okul yapım seferberliğinin başlatıldığında Faik Birol’da babasının bir çift öküzünün birini satarak parasını okullaşma hareketine bağışladığını anlatır. Faik Hocam, köyünde ilkokul 3. sınıfı bitirmiş, 1944 yılında köylerine gelen gezici başöğretmen tarafından seçilerek Pazarören Köy Enstitüsü’ne kaydedilmiş. Beş yıllık köy enstitüsü eğitimini de tamamlayarak 1950 yılında mezun olmuş. Köy enstitülerinden mezun öğretmenler, tayin edildikleri köylerin her türlü öğretim ve eğitim işlerini görürlermiş. Faik Hocam da, 1950 yılında mezun olduğunda Yozgat’a bağlı Sorgun ilçesinde 106 köy olduğunu, ancak beş-altı köyde okul olduğunu belirtir. Sorgun ilçesinin Sorgun köyünde(bugünkü ismiyle Çiğdemli beldesi) göreve başlar. Sorgun köyünde okul yoktur, bir eğitmenle tek bir sınıf eski bir köy odasında okutulmaktadır. Okulla ilgili araç gereç, oturmak için sıra yoktur. Tayin olunca muhtar ayrı bir oda bulur ve bir sınıf da kendisine oluşturur, Bu arada köyde iki sınıflı bir okul yapımı başlar ve bir yıl içinde tamamlanır. Faik bey, bu köyde yedi yıl başöğretmen olarak çalışır. Sonra kendi köyü Alcı’ya tayin olur. Alcı halkı, öğretmenleri Faik Birol’dan çok memnundur. Her yerde, “Öğretmen dediğin Faik bey gibi olacak, keşke diğerleri de onun gibi çocuk okutsaydı da Alcı bu kadar geri kalmasaydı” diye övgüyle bahsederler ondan. Faik Hocam ile bir defa görüştüğümü hatırlıyorum. Kendisini yakından çok iyi tanımasam da kitabı okudukça ona büyük bir saygı ve sevgi beslediğimi belirtmeliyim. Kitabı okuyunca şu gerçeği öğreniyoruz: Ne kadar zorluklarla okuduklarını, çalıştıklarını, ülkenin nasıl dönemlerden geçtiğini. İkinci Dünya Savaşı sırasında, temel gıdaların karneyle verildiği bir dönemde okumaya çalışan; oğulları 12 Eylül'de tutuklanmış, işkence görmüş; öğretmenlerin örgütlü olmasını destekleyen bir eğitimcinin hayat hikayesini.  Faik Birol Hocamın erdemli ve fedakâr hayatı var bu kitapta. Binlerce köy enstitülünün 1940’ların karanlık ve yoksul Türkiye’sini bugünlere nasıl taşıdıklarının bir tarihi aslında bu kitap. Bu kitap; sadece bir öğretmen değil, gittikleri uzak köylerde, ahırdan bozma yapılarda öğrenci yetiştirmekle kalmadan, tarımdan hayvancılığa, yapımdan  tamirciliğe kadar halkımızın aydınlatılmasında  önder olan eğitimcilerin hikayesi… Faik Birol Hocamla birlikte, benim tanıdığım; Cihandar Arıkan, Arif Baş, Yusuf Ziya Bahadınlı ve Doğan Özmen Hocam bu hikayenin baş kahramanları… Yılmadan, yüksünmeden, bozkırları yeşertip, Anadolu’yu aydınlatanlara selam olsun…
Ekleme Tarihi: 04 Ocak 2022 - Salı

BOZKIRDAKİ FENER VE FAİK BİROL

BOZKIRDAKİ FENER VE FAİK BİROL

“Bozkırdaki Fener, Bir Köy Enstitülü Öğretmenin Anıları”, emekli öğretmen Faik Birol’un 36 yıllık meslek hayatındaki anılarından oluşan bir kitap.

Sorgun ilçesinin Alcı köyünde doğan Faik Birol, 1950’de Pazarören Köy Enstitüsü’nden mezun olmuş, doğduğu köyü Alcı başta olmak üzere birçok değişik okullarda öğretmen olarak görev yapmış, 1986 yılında emekli olmuş bir eğitimci, yazar.

Faik Birol, anı kitabında kendisinin de yetiştiği köy enstitülerinin kuruluşuyla ilgili yalın ve akıcı üslubuyla önemli değerlendirmelerde bulunmuş.

 O yıllarda nüfusumuzun 80’inin tarımla uğraştığını, traktör olmadığı için toprağın kara sabanla sürüldüğünü, toplu ulaşımın olmadığını, tren dışında köylere eşek, at, katır, kağnı ve nadiren de at arabası ile ulaşım yapıldığını anlatır. 1940’lı yıllarda okul yapım seferberliğinin başlatıldığında Faik Birol’da babasının bir çift öküzünün birini satarak parasını okullaşma hareketine bağışladığını anlatır.

Faik Hocam, köyünde ilkokul 3. sınıfı bitirmiş, 1944 yılında köylerine gelen gezici başöğretmen tarafından seçilerek Pazarören Köy Enstitüsü’ne kaydedilmiş.

Beş yıllık köy enstitüsü eğitimini de tamamlayarak 1950 yılında mezun olmuş.

Köy enstitülerinden mezun öğretmenler, tayin edildikleri köylerin her türlü öğretim ve eğitim işlerini görürlermiş.

Faik Hocam da, 1950 yılında mezun olduğunda Yozgat’a bağlı Sorgun ilçesinde 106 köy olduğunu, ancak beş-altı köyde okul olduğunu belirtir. Sorgun ilçesinin Sorgun köyünde(bugünkü ismiyle Çiğdemli beldesi) göreve başlar. Sorgun köyünde okul yoktur, bir eğitmenle tek bir sınıf eski bir köy odasında okutulmaktadır. Okulla ilgili araç gereç, oturmak için sıra yoktur. Tayin olunca muhtar ayrı bir oda bulur ve bir sınıf da kendisine oluşturur, Bu arada köyde iki sınıflı bir okul yapımı başlar ve bir yıl içinde tamamlanır. Faik bey, bu köyde yedi yıl başöğretmen olarak çalışır. Sonra kendi köyü Alcı’ya tayin olur.

Alcı halkı, öğretmenleri Faik Birol’dan çok memnundur. Her yerde, “Öğretmen dediğin Faik bey gibi olacak, keşke diğerleri de onun gibi çocuk okutsaydı da Alcı bu kadar geri kalmasaydı” diye övgüyle bahsederler ondan.

Faik Hocam ile bir defa görüştüğümü hatırlıyorum.

Kendisini yakından çok iyi tanımasam da kitabı okudukça ona büyük bir saygı ve sevgi beslediğimi belirtmeliyim.

Kitabı okuyunca şu gerçeği öğreniyoruz: Ne kadar zorluklarla okuduklarını, çalıştıklarını, ülkenin nasıl dönemlerden geçtiğini. İkinci Dünya Savaşı sırasında, temel gıdaların karneyle verildiği bir dönemde okumaya çalışan; oğulları 12 Eylül'de tutuklanmış, işkence görmüş; öğretmenlerin örgütlü olmasını destekleyen bir eğitimcinin hayat hikayesini.

 Faik Birol Hocamın erdemli ve fedakâr hayatı var bu kitapta.

Binlerce köy enstitülünün 1940’ların karanlık ve yoksul Türkiye’sini bugünlere nasıl taşıdıklarının bir tarihi aslında bu kitap.

Bu kitap; sadece bir öğretmen değil, gittikleri uzak köylerde, ahırdan bozma yapılarda öğrenci yetiştirmekle kalmadan, tarımdan hayvancılığa, yapımdan  tamirciliğe kadar halkımızın aydınlatılmasında  önder olan eğitimcilerin hikayesi…

Faik Birol Hocamla birlikte, benim tanıdığım; Cihandar Arıkan, Arif Baş, Yusuf Ziya Bahadınlı ve Doğan Özmen Hocam bu hikayenin baş kahramanları…

Yılmadan, yüksünmeden, bozkırları yeşertip, Anadolu’yu aydınlatanlara selam olsun…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.