Durali Doğan
Köşe Yazarı
Durali Doğan
b
 

BİR AH ÇEKTİM DERİNDEN

BİR AH ÇEKTİM DERİNDEN   Din alimi, şair Hasan Coşkun (Deli-Demli Molla) (d.1987/ ö. 20 Ocak 1965) genç yaştaki kızını Verem’den kaybedince yürekten bir ah çekmiş. Duygularını dizelere dökmüş. Ondan önce size Demli Molla kim ondan bahsedeyim. 1887 Ahmetfakılı köyü/ Sorgun doğumlu. Fakir bir ailenin çocuğu olan Haşan Coşkun ilk dini dersleri köyünde aldı.  Kayseri'de Medrese ilmi tahsil etti. Öğrenci yetiştirmekle dolu bir hayat yaşadı.  Yozgat'ta vaiz imam görevinde bulundu. Askerliğini Garp cephesinde Yedek Subay olarak yaptı. İstiklal Savaşı'nda Üsteğmen rütbesi ile Sarıklı Mücahitler Ordusu'na katıldı. Bu ölüm kalım savaşında silah ve kalemi ile büyük mücadeleler verdi. Askerin moralini yükseltici konuşmaları, kasideleri ve şiirleri komutanlarca takdirle karşılanmıştır.  Yetiş ey medeniyet Yunan'ı sardı illet Yaşasın büyük millet  Kabul etmedi zillet Ankara'yı tuttun mu Yoksa hapı yuttun mu  Sakarya'da yediğin  Dayağı unuttun mu Böyle ateşli şiirler yazmaya devam eden Haşan Coşkun, cephe gerisinden Ankara'daki ordu karargâhına, oradan da İç Anadolu Bölgesi'ne (Yozgat- Çorum- Amasya- Tokat- Sivas) nasihat memuru olarak atandı. Nasihatları ve Cumhuriyet'in kuruluşuyla ilgili yazıları, hutbeleri matbaalarda çoğaltılarak halka dağıtıldı. Cumhuriyetin ilanından sonra Sorgun Müftülüğü'ne atanarak, kendi ilçesinde altı yıl görev yaptı. Sonrasında Kars Müftülüğü'ne atanınca bu tayine " Bilmem ki ne işim varidi Kafkas'ın eteğinde" adlı manzum dilekçeyle rıza göstermedi.  Bu tayinle ilgili olarak Ankara'ya giderek zamanın Diyanet İşleri Başkanı'yla görüşmek istemiş ve şahsını başkana şöyle tanıtmış: Haşan Coşkun Müftü-i Sorgun Kafası yorgun Kalemi durgunDiyanet İşleri Başkanı, Haşan Coşkun'u "Kars'ın doğu bölgesinde önemli bir şehrimiz olduğunu, etnik grupların ve özellikle Ermenilerin Faaliyetlerini sürdürdüklerini, kendisinin ilim ve feyziyle burada büyük rol oynayacağını düşündükleri için tayin ettiklerini" söyleyerek ikna eder.  Kars'a giden Müftü Haşan Coşkun dostlarına şu dörtlükle yeni adresini bildirir: Mektubunu Kars'a yaz Bana sevgin varsa yaz  Dereler coşkun çağlar  Mevsim bahar, yazsa yaz  Kars'taki hizmeti sırasında Karslıların büyük sevgi ve takdirini kazandı. Kızını ve oğlunu Kars Lisesi'nde okuttu. Zaman zaman maaşının azlığını şiirlerine konu edindi: İki avrat, üç cocuk, bir de ben  Genç Türkleriz ekmek yeriz Günde bir çeten Kars'tan sonra Polatlı, sonra Eskişehir Müftülükleri görevlerinde bulundu.  Camideki vaaz ve nasihatlarında yaptığı kasideli, şiirli ve el kol hareketleriyle karışık heyecanlı nutukları, milli bayramlarda yaptığı konuşmalar ve okuduğu coşkulu şiirler kendisine "DELİ MOLLA" denilmesini sağlamıştır. Bazı gazete ve dergilerde çıkan yazı ve şiirlerinde de "Demli" mahlasını kullandı. Bütün inceliğiyle vakıf olduğu Arap- Fars dili ve ilmi üzerine pek çok değerli öğrenci yetiştirdi. Eskişehir'de iken, liseyi başarılı olarak bitiren kızı Verem hastalığından ölünce şair acısını yüreğine gömdü. Gömdü ama öyle bir ah çekmiş ki Kerem misali şu mısralar dökülmüş ciğer paresi için dudaklarından: Bir ah çektim derinden  Pay aldım dertlerinden  Ne acılar duyarım İftihar defterinden Sana yandım maralım  Ciğerleri yaralım  Gönül arzulayınca  Seni kimden soralım Bu şiir o yıllarda dergilerde ve radyoda Verem Haftası'nda defalarca yayınlandı...
Ekleme Tarihi: 16 Ekim 2023 - Pazartesi

BİR AH ÇEKTİM DERİNDEN

BİR AH ÇEKTİM DERİNDEN

 

Din alimi, şair Hasan Coşkun (Deli-Demli Molla) (d.1987/ ö. 20 Ocak 1965) genç yaştaki kızını Verem’den kaybedince yürekten bir ah çekmiş. Duygularını dizelere dökmüş.
Ondan önce size Demli Molla kim ondan bahsedeyim. 1887 Ahmetfakılı köyü/ Sorgun doğumlu. Fakir bir ailenin çocuğu olan Haşan Coşkun ilk dini dersleri köyünde aldı. 
Kayseri'de Medrese ilmi tahsil etti. Öğrenci yetiştirmekle dolu bir hayat yaşadı. 
Yozgat'ta vaiz imam görevinde bulundu. Askerliğini Garp cephesinde Yedek Subay olarak yaptı. İstiklal Savaşı'nda Üsteğmen rütbesi ile Sarıklı Mücahitler Ordusu'na katıldı. Bu ölüm kalım savaşında silah ve kalemi ile büyük mücadeleler verdi. Askerin moralini yükseltici konuşmaları, kasideleri ve şiirleri komutanlarca takdirle karşılanmıştır. 
Yetiş ey medeniyet Yunan'ı sardı illet
Yaşasın büyük millet 
Kabul etmedi zillet
Ankara'yı tuttun mu Yoksa hapı yuttun mu 
Sakarya'da yediğin 
Dayağı unuttun mu
Böyle ateşli şiirler yazmaya devam eden Haşan Coşkun, cephe gerisinden Ankara'daki ordu karargâhına, oradan da İç Anadolu Bölgesi'ne (Yozgat- Çorum- Amasya- Tokat- Sivas) nasihat memuru olarak atandı. Nasihatları ve Cumhuriyet'in kuruluşuyla ilgili yazıları, hutbeleri matbaalarda çoğaltılarak halka dağıtıldı.
Cumhuriyetin ilanından sonra Sorgun Müftülüğü'ne atanarak, kendi ilçesinde altı yıl görev yaptı. Sonrasında Kars Müftülüğü'ne atanınca bu tayine " Bilmem ki ne işim varidi Kafkas'ın eteğinde" adlı manzum dilekçeyle rıza göstermedi. 
Bu tayinle ilgili olarak Ankara'ya giderek zamanın Diyanet İşleri Başkanı'yla görüşmek istemiş ve şahsını başkana şöyle tanıtmış:
Haşan Coşkun Müftü-i Sorgun Kafası yorgun Kalemi durgunDiyanet İşleri Başkanı, Haşan Coşkun'u "Kars'ın doğu bölgesinde önemli bir şehrimiz olduğunu, etnik grupların ve özellikle Ermenilerin Faaliyetlerini sürdürdüklerini, kendisinin ilim ve feyziyle burada büyük rol oynayacağını düşündükleri için tayin ettiklerini" söyleyerek ikna eder. 
Kars'a giden Müftü Haşan Coşkun dostlarına şu dörtlükle yeni adresini bildirir:
Mektubunu Kars'a yaz
Bana sevgin varsa yaz 
Dereler coşkun çağlar 
Mevsim bahar, yazsa yaz 
Kars'taki hizmeti sırasında Karslıların büyük sevgi ve takdirini kazandı. Kızını ve oğlunu Kars Lisesi'nde okuttu.
Zaman zaman maaşının azlığını şiirlerine konu edindi:
İki avrat, üç cocuk, bir de ben 
Genç Türkleriz ekmek yeriz
Günde bir çeten Kars'tan sonra Polatlı, sonra Eskişehir Müftülükleri görevlerinde bulundu. 
Camideki vaaz ve nasihatlarında yaptığı kasideli, şiirli ve el kol hareketleriyle karışık heyecanlı nutukları, milli bayramlarda yaptığı konuşmalar ve okuduğu coşkulu şiirler kendisine "DELİ MOLLA" denilmesini sağlamıştır.
Bazı gazete ve dergilerde çıkan yazı ve şiirlerinde de "Demli" mahlasını kullandı. Bütün inceliğiyle vakıf olduğu Arap- Fars dili ve ilmi üzerine pek çok değerli öğrenci yetiştirdi.
Eskişehir'de iken, liseyi başarılı olarak bitiren kızı Verem hastalığından ölünce şair acısını yüreğine gömdü. Gömdü ama öyle bir ah çekmiş ki Kerem misali şu mısralar dökülmüş ciğer paresi için dudaklarından:
Bir ah çektim derinden 
Pay aldım dertlerinden 
Ne acılar duyarım İftihar defterinden
Sana yandım maralım 
Ciğerleri yaralım 
Gönül arzulayınca 
Seni kimden soralım
Bu şiir o yıllarda dergilerde ve radyoda Verem Haftası'nda defalarca yayınlandı...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.