Durali Doğan
Köşe Yazarı
Durali Doğan
b
 

BİR MİLLET UYANIYOR

Sezgin Burak’ın TARKAN’ı kurgulayıp çizgi romanını Hürriyet Gazetesi'nde yayınladığı tarihte (1967) ben ortaokul birinci sınıftaydım. Hun savaşçısı TARKAN ; özgürlüğüne, onuruna düşkün bir Hun Türküdür. Yanında da Kurt’u vardır. Sorgun’da o yıllarda sinemayla tanıştığımda “Kartal Tibet, Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney “gibi aktörler cesur yürekli hayranlık duyduğumuz, örnek aldığımız idollerimizdi. O yıllarda Aram Usta’nın sineması ilçenin kültür merkeziydi. O yıllarda Cüneyt Arkın’ın “Malkoçoğlu, Battal Gazi, Fatih’in Fedaisi”, Yılmaz Güney’in “Çirkin Kral, Zavallılar, Yiğit Yaralı Olur, Cesur, Yedi Belalılar”, Kartal Tibet’in “Bir Millet Uyanıyor, Tarkan, Bizanslı Zorba, Boş Kalan Çerçeve, Karaoğlan Geliyor” adlı sinema filmleri, o yıllarda rüyalarımıza giren ve en revaçta olan filmlerdi. Hele bu filmler ikisi bir arada oynuyorsa üstüne üstlük biri Kartal Tibet’in diğeri Cüneyt Arkın’ın filmi ise deme gitsin.  Aram’ın sinema tıklım tıklım dolardı. Işıklar sönüp film başladığında kimseden çıt çıkmaz filmin senaryosuna bırakırdık kendimizi. Tam heyecanlı bir yerde zaman zaman elektriklerin gittiği, filmin sesinin kısıldığı anlar da olurdu. O zaman seyircilerden ıslık sesleri yeri göğü çınlatır; -Ses ver Aram Usta ses ver!... Kartal Tibet deyince ilk akla gelen Tarkan,Karaoğlan ve Bir Millet Uyanıyar filmleri olurdu.Bu filmleri özellikle Bir Millet Uyanıyor filmini tadına doyamadan kaç defa seyrettim.Bir Millet Uyanıyor: Kurtuluş Savaşı yıllarında bir avuç Kuvvacı’nın kahramanlıkları anlatılıyordu o filmde.Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşı'na katılan 96. Alay büyük yararlılıklar göstermiş, alaydakilerin bir çoğu şehit olmuştur. Mütarekeden sonra da sağ kalanlar evlerine, köylerine giderler. Kurtuluş Savaşı başlayınca alayın komutanı Yüzbaşı Davut (Kartal Tibet) 96. Alay'dan hayatta kalanları toplar ezeli ve ebedi düşmanımız olan istilacı Yunan ordusuna karşı büyük mücadele başlatır fakat bu mücadelede esir düşerler. Yargılanır ve idam cezası alırlar.  Dar ağaçları kurulur. Meydanda asılacaklardır.  Ankara Marşı’nı söyleyerek dar ağacına çıkarlar: Ankara’nın taşına bak.  Gözlerimin yaşına bak. Biz Yunan’a esir olduk.  Şu feleğin işine bak! Ve tekbir getirerek idam sehpasına giderken halkta bu sahneyi izlemektedir.  Meydanı dolduran halk kahramanlarla birlikte tekbir getirmeye başlar ve büyük bir çığlık kopar. Sanki yerle gök birbirine kavuşur.  Bir fırtına kopar.  Bu sahneyi izleyen halk galeyana gelerek meydana iner. Yunan askerlerini toz dumana katarak bu yiğitleri ipten alır.  Vatanımızı işgal eden dahili ve harici bedhahların sonunun hüsran olduğunu, nasıl kaybettiklerini anlatan bundan daha güzel bir film hatırlamıyorum.  Sadece sinema mı! Hayır. O yıllarda hayatımızda tiyatro da vardı.  Namık Kemal’in “Zavallı Çocuk” ve “Vatan Yahut Silistre” oyunlarını Aram Usta’nın sinemada seyrettim.  Fırından aldığımız sıcak ekmeği arkadaşımla bölüşür, cekedin cebine koyar kimse görmesin diye azar azar koparır yerdim, ama tiyatro, sinema ve gazete parasına asla dokunmazdım. Rahmetli babamın verdiği 5 lirayı; haftada bir sinema- irişkili ekmek veya  çemen ekmek ve haftalık çıkan Hafta Sonu Gazetesi arasında pay ederdim.Bunları niye yazdım. Birkaç gün önce kaybettiğimiz Tarkan’ın, Karaoğlan’ın yürekli başrol oyuncusu Kartal Tibet’in vefatını duyunca en başta BİR MİLLET UYANIYOR filmini hatırladım ve milli heyecanımızı diri tutan, sinemalı günler geçti gözümün önünden bir film şeridi gibi… Biz çok şanslıydık, çünkü böyle kahramanlarla,  böyle filmlerle büyüdük. Gönlümüzde taht kuran o güzel insan, mazimizin kahramanı Yeşilçam'ın usta oyuncusu Kartal Tibet’i kaybedince bu duygular döküldü kalemimden. Allah gani gani rahmet eylesin…
Ekleme Tarihi: 06 Temmuz 2021 - Salı

BİR MİLLET UYANIYOR

Sezgin Burak’ın TARKAN’ı kurgulayıp çizgi romanını Hürriyet Gazetesi'nde yayınladığı tarihte (1967) ben ortaokul birinci sınıftaydım.
Hun savaşçısı TARKAN ; özgürlüğüne, onuruna düşkün bir Hun Türküdür. Yanında da Kurt’u vardır.
Sorgun’da o yıllarda sinemayla tanıştığımda “Kartal Tibet, Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney “gibi aktörler cesur yürekli hayranlık duyduğumuz, örnek aldığımız idollerimizdi.
O yıllarda Aram Usta’nın sineması ilçenin kültür merkeziydi.
O yıllarda Cüneyt Arkın’ın “Malkoçoğlu, Battal Gazi, Fatih’in Fedaisi”, Yılmaz Güney’in “Çirkin Kral, Zavallılar, Yiğit Yaralı Olur, Cesur, Yedi Belalılar”, Kartal Tibet’in “Bir Millet Uyanıyor, Tarkan, Bizanslı Zorba, Boş Kalan Çerçeve, Karaoğlan Geliyor” adlı sinema filmleri, o yıllarda rüyalarımıza giren ve en revaçta olan filmlerdi.
Hele bu filmler ikisi bir arada oynuyorsa üstüne üstlük biri Kartal Tibet’in diğeri Cüneyt Arkın’ın filmi ise deme gitsin.  Aram’ın sinema tıklım tıklım dolardı. Işıklar sönüp film başladığında kimseden çıt çıkmaz filmin senaryosuna bırakırdık kendimizi. Tam heyecanlı bir yerde zaman zaman elektriklerin gittiği, filmin sesinin kısıldığı anlar da olurdu.
O zaman seyircilerden ıslık sesleri yeri göğü çınlatır;
-Ses ver Aram Usta ses ver!...
Kartal Tibet deyince ilk akla gelen Tarkan,Karaoğlan ve Bir Millet Uyanıyar filmleri olurdu.Bu filmleri özellikle Bir Millet Uyanıyor filmini tadına doyamadan kaç defa seyrettim.Bir Millet Uyanıyor:
Kurtuluş Savaşı yıllarında bir avuç Kuvvacı’nın kahramanlıkları anlatılıyordu o filmde.Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşı'na katılan 96. Alay büyük yararlılıklar göstermiş, alaydakilerin bir çoğu şehit olmuştur.
Mütarekeden sonra da sağ kalanlar evlerine, köylerine giderler.
Kurtuluş Savaşı başlayınca alayın komutanı Yüzbaşı Davut (Kartal Tibet) 96. Alay'dan hayatta kalanları toplar ezeli ve ebedi düşmanımız olan istilacı Yunan ordusuna karşı büyük mücadele başlatır fakat bu mücadelede esir düşerler. Yargılanır ve idam cezası alırlar. 
Dar ağaçları kurulur.
Meydanda asılacaklardır. 
Ankara Marşı’nı söyleyerek dar ağacına çıkarlar:
Ankara’nın taşına bak. 
Gözlerimin yaşına bak. Biz Yunan’a esir olduk. 
Şu feleğin işine bak!
Ve tekbir getirerek idam sehpasına giderken halkta bu sahneyi izlemektedir. 
Meydanı dolduran halk kahramanlarla birlikte tekbir getirmeye başlar ve büyük bir çığlık kopar.
Sanki yerle gök birbirine kavuşur. 
Bir fırtına kopar. 
Bu sahneyi izleyen halk galeyana gelerek meydana iner.
Yunan askerlerini toz dumana katarak bu yiğitleri ipten alır. 
Vatanımızı işgal eden dahili ve harici bedhahların sonunun hüsran olduğunu, nasıl kaybettiklerini anlatan bundan daha güzel bir film hatırlamıyorum. 
Sadece sinema mı! Hayır. O yıllarda hayatımızda tiyatro da vardı. 
Namık Kemal’in “Zavallı Çocuk” ve “Vatan Yahut Silistre” oyunlarını Aram Usta’nın sinemada seyrettim. 
Fırından aldığımız sıcak ekmeği arkadaşımla bölüşür, cekedin cebine koyar kimse görmesin diye azar azar koparır yerdim, ama tiyatro, sinema ve gazete parasına asla dokunmazdım.
Rahmetli babamın verdiği 5 lirayı; haftada bir sinema- irişkili ekmek veya  çemen ekmek ve haftalık çıkan Hafta Sonu Gazetesi arasında pay ederdim.Bunları niye yazdım.
Birkaç gün önce kaybettiğimiz Tarkan’ın, Karaoğlan’ın yürekli başrol oyuncusu Kartal Tibet’in vefatını duyunca en başta BİR MİLLET UYANIYOR filmini hatırladım ve milli heyecanımızı diri tutan, sinemalı günler geçti gözümün önünden bir film şeridi gibi…
Biz çok şanslıydık, çünkü böyle kahramanlarla,  böyle filmlerle büyüdük.
Gönlümüzde taht kuran o güzel insan, mazimizin kahramanı Yeşilçam'ın usta oyuncusu Kartal Tibet’i kaybedince bu duygular döküldü kalemimden.
Allah gani gani rahmet eylesin…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.