Durali Doğan
Köşe Yazarı
Durali Doğan
b
 

BİR VEDA YAZISI

BİR VEDA YAZISI Bir gemi yanaşır limana. Yolun sonu, artık veda vaktidir. Bekleyenlerin gözleri yaşlı. En sevdiklerine, eşine, dostuna, Oğluna, kızına, torunlarına Veda vaktidir. Atına, arabana, Bir ömür verdiğin, harcına karıldığın evine- barkına, Bahçendeki asmana, Mahallene, konu- komşuna, emmine, dayına, akrabana, Veda vaktidir… Bacına, kardeşine, evlad ü iyali'ne Koklamaya doyamadığın gizemli çiçeklerin Çiğdem’e, Nilüfer’e, Nilgün’e, Veda vaktidir… Veda vaktidir; erdemli ve faziletli yetiştirdiğin ismiyle müsemma Haluk’una, Can parçan Alican’a, Oğlu balı tadındaki torunlarına. Veda vaktidir… Sağlığında etrafında pervane olan arkadaşlarına. Senin turuncu gömlekli Ayşenur’un, tüm iyilik meleklerin gözleri kan çanağı seni uğurlamaya gelmişler. Son yolculuğuna çıkarken bir ah-ı figan. Ne güzeldi değil mi; bir beste çalıyordu, bir ahenk bir huzur vardı yurdunda, yuvanda. Birden bir şeyler oldu, bir tel mi koptu ne! Ahenk bozuldu, akord bozuldu… Artık sustu o mahur beste. Kimler yoktu ki seni uğurlamaya gelenlerin içinde. Herkes vardı herkes… Sorgun’da uzatmadığın, sıkmadığın el kalmamış. Garip- gurabaya, öğrencilere, çocuklara, kadınına-kızına, büyüğüne- küçüğüne varıncaya dek. Şimdi onlar seni uğurlamaya gelmişler… Şimdi veda vakti… Daha on beş gün önce Kerem Baba'nın elinden Onur Madalyası almış, çok mutlu olmuştun. Gönlümüzde, kalbimizdeki yerini genişletmiş, gururumuzu taçlandırmıştın. O mutlu gününü anlattığım yazımı okumuş, çok mutlu olmuştun. Bu bir tevafuk mu onu bilemem. Bildiğim ve şahit olduğum tek şey Sorgun halkı topyekun bu rıhtımdan sana el sallıyor… Açık söylemek gerekirse sana gıpte ettim, kıskandım. Makama, mevkiye, paraya gark olmak kolay. Zor olan gönüllere girmek, gönül köşküne oturmak, kalplerde taht kurmak Her eve gelin girmez ama, ölüm girer. Kara deve habersiz çöktü kapına. Biliyorum ölüm, kelebeğin kanatlanıp uçması gibidir. Uçarak gidiyorsun son yolculuğuna… Ama ya geride bıraktıkların. Doğrul da bir bak: Fakiri öksüz, kimsesizi yetim, aileni perişan, bizi de komşusuz bırakıp gidiyorsun. Olsun biz senden razıydık, Allah’da senden razı olsun. Baba geldin, baba gidiyorsun. Dışarıda yağmur yağıyor. Islandı taziye çadırın.. Çok veda yazısı yazdım bugüne kadar. Ama en ağırı bu oldu kalemimi gözyaşına bandırarak! Hiçbir işi yarım bırakmadın. Tam yaptın. Ölümün de öyle oldu sessiz ve derinden. Sana el de sallıyoruz, mendil de… Güle güle git ALİ BABA, güle güle!..
Ekleme Tarihi: 04 Ekim 2022 - Salı

BİR VEDA YAZISI

BİR VEDA YAZISI

Bir gemi yanaşır limana.

Yolun sonu, artık veda vaktidir.

Bekleyenlerin gözleri yaşlı.

En sevdiklerine, eşine, dostuna,

Oğluna, kızına, torunlarına

Veda vaktidir.

Atına, arabana,

Bir ömür verdiğin, harcına karıldığın evine- barkına,

Bahçendeki asmana,

Mahallene, konu- komşuna, emmine, dayına, akrabana,

Veda vaktidir…

Bacına, kardeşine, evlad ü iyali'ne

Koklamaya doyamadığın gizemli çiçeklerin Çiğdem’e, Nilüfer’e, Nilgün’e,

Veda vaktidir…

Veda vaktidir; erdemli ve faziletli yetiştirdiğin ismiyle müsemma Haluk’una,

Can parçan Alican’a,

Oğlu balı tadındaki torunlarına.

Veda vaktidir…

Sağlığında etrafında pervane olan arkadaşlarına.

Senin turuncu gömlekli Ayşenur’un, tüm iyilik meleklerin gözleri kan çanağı seni uğurlamaya gelmişler.

Son yolculuğuna çıkarken bir ah-ı figan.

Ne güzeldi değil mi; bir beste çalıyordu, bir ahenk bir huzur vardı yurdunda, yuvanda.

Birden bir şeyler oldu, bir tel mi koptu ne! Ahenk bozuldu, akord bozuldu…

Artık sustu o mahur beste.

Kimler yoktu ki seni uğurlamaya gelenlerin içinde. Herkes vardı herkes…

Sorgun’da uzatmadığın, sıkmadığın el kalmamış. Garip- gurabaya, öğrencilere, çocuklara, kadınına-kızına, büyüğüne- küçüğüne varıncaya dek. Şimdi onlar seni uğurlamaya gelmişler…

Şimdi veda vakti…

Daha on beş gün önce Kerem Baba'nın elinden Onur Madalyası almış, çok mutlu olmuştun.

Gönlümüzde, kalbimizdeki yerini genişletmiş, gururumuzu taçlandırmıştın.

O mutlu gününü anlattığım yazımı okumuş, çok mutlu olmuştun.

Bu bir tevafuk mu onu bilemem.

Bildiğim ve şahit olduğum tek şey Sorgun halkı topyekun bu rıhtımdan sana el sallıyor…

Açık söylemek gerekirse sana gıpte ettim, kıskandım.

Makama, mevkiye, paraya gark olmak kolay.

Zor olan gönüllere girmek, gönül köşküne oturmak, kalplerde taht kurmak

Her eve gelin girmez ama, ölüm girer.

Kara deve habersiz çöktü kapına.

Biliyorum ölüm, kelebeğin kanatlanıp uçması gibidir. Uçarak gidiyorsun son yolculuğuna…

Ama ya geride bıraktıkların. Doğrul da bir bak: Fakiri öksüz, kimsesizi yetim, aileni perişan, bizi de komşusuz bırakıp gidiyorsun.

Olsun biz senden razıydık, Allah’da senden razı olsun.

Baba geldin, baba gidiyorsun.

Dışarıda yağmur yağıyor. Islandı taziye çadırın..

Çok veda yazısı yazdım bugüne kadar. Ama en ağırı bu oldu kalemimi gözyaşına bandırarak!

Hiçbir işi yarım bırakmadın. Tam yaptın. Ölümün de öyle oldu sessiz ve derinden.

Sana el de sallıyoruz, mendil de…

Güle güle git ALİ BABA, güle güle!..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.