Durali Doğan
Köşe Yazarı
Durali Doğan
b
 

YOKSULLUK YOLSUZLUK

               YOKSULLUK                YOLSUZLUK                Durali DOĞAN                 Bağrı yanık, yüreği yaralı Anadolu insanının ne zaman hâl ve hatırını sorsanız, ağzından şu iki kelime dökülüyor:         -İyiyiz Hocam.. Ah bi de şu yolsuzluk ve yoksulluk olmasa!          Yolsuzluk ve yoksulluk! Ölümü temsil eden bir kara deve misali ocak başına oturmuş. Milletimiz 12 Haziran’da sandıktan kim çıkarsa çıksın, bu iki illeti kesip atmalarını bekliyor. Yine bu aziz milletimiz; görevine fesat karıştıran, rüşvetçi, suistimalci yönetici, bürokrat, memur, iş adamı istemiyor. Hortumcu, talancı, vurguncuların ininden çıkartılmasını istiyor.          Hayatta bazı insanlar var ki haksız, yolsuz, muameler karşısında "dut yemiş bülbül" gibi susar kalır, bazı yürekli insanlarda yanlış yapanların yüzüne yanlışı haykırır. Bahsedeceğim insan işte o yürekli insanlardan biri. Sorgun'un en renkli simalarından. Kadir Çetin. Nam-ı diğer ismiyle Kekeç Kadir. Saygı ve rahmetle anıyoruz. Onun nükte ve esprilerinden çıkarılacak büyük dersler var. Bu nükteleri toplasak bir kitap olur. Birini sizinle paylaşmak istiyorum.         Hikaye yaklaşık 25 yıl öncesine dayanıyor. Merhum Kadir Çetin, Sorgun Adliyesi çıkışında bahçede bulunan kavak ağaçlarına bakarken, binanın ikinci katından bir daire amiri başını pencereden uzatarak;            -Kadir amca kavaklara ne bakıyorsun, yoksa satın mı alacan? Demiş Kadir Çetin ise hep bu anı beklermiş zaten. Tamam av ayağıma düştü diyerek dönmüş, bir o kişiye, bir de ağaçlara bakmış ve esprisini patlatmış.            -Beyefendi.. Adliye bahçesinden bir kavak kesecem. Dikkat et bir dalıda senin başına düşebilir. Cevabını alan zat başını içeri çekerek pencereyi "şarp" diye kapatmış.            Yeri gelmişken söylemek lazım, artık temiz bir toplum, temiz bir inanç, temiz bir yaşam hakkımızı savunmamız gerekiyor. Ama bu kirlilikte sadece insanlar değil, bazı TV kanalları ve gazetecilerde çanak tutarak argo konuşmalara özendiriyor. Yani işin kısacası toplum olarak hızlı bir ahlaki çöküşe doğru sürüklenmekteyiz. Eğer önlem alınmaz ise yarınlar aydınlık değil karanlıktır. Kesilen ağacın dalı, kolu ve gövdesi kimin başına düşerse düşsün hepimizde temiz toplum düşü kurmuyor muyuz?
Ekleme Tarihi: 04 Temmuz 2022 - Pazartesi

YOKSULLUK YOLSUZLUK

               YOKSULLUK

               YOLSUZLUK

               Durali DOĞAN

                Bağrı yanık, yüreği yaralı Anadolu insanının ne zaman hâl ve hatırını sorsanız, ağzından şu iki kelime dökülüyor:

        -İyiyiz Hocam.. Ah bi de şu yolsuzluk ve yoksulluk olmasa!

         Yolsuzluk ve yoksulluk! Ölümü temsil eden bir kara deve misali ocak başına oturmuş. Milletimiz 12 Haziran’da sandıktan kim çıkarsa çıksın, bu iki illeti kesip atmalarını bekliyor. Yine bu aziz milletimiz; görevine fesat karıştıran, rüşvetçi, suistimalci yönetici, bürokrat, memur, iş adamı istemiyor. Hortumcu, talancı, vurguncuların ininden çıkartılmasını istiyor.

         Hayatta bazı insanlar var ki haksız, yolsuz, muameler karşısında "dut yemiş bülbül" gibi susar kalır, bazı yürekli insanlarda yanlış yapanların yüzüne yanlışı haykırır. Bahsedeceğim insan işte o yürekli insanlardan biri. Sorgun'un en renkli simalarından. Kadir Çetin. Nam-ı diğer ismiyle Kekeç Kadir. Saygı ve rahmetle anıyoruz. Onun nükte ve esprilerinden çıkarılacak büyük dersler var. Bu nükteleri toplasak bir kitap olur. Birini sizinle paylaşmak istiyorum.

        Hikaye yaklaşık 25 yıl öncesine dayanıyor. Merhum Kadir Çetin, Sorgun Adliyesi çıkışında bahçede bulunan kavak ağaçlarına bakarken, binanın ikinci katından bir daire amiri başını pencereden uzatarak;

           -Kadir amca kavaklara ne bakıyorsun, yoksa satın mı alacan? Demiş Kadir Çetin ise hep bu anı beklermiş zaten. Tamam av ayağıma düştü diyerek dönmüş, bir o kişiye, bir de ağaçlara bakmış ve esprisini patlatmış.

           -Beyefendi.. Adliye bahçesinden bir kavak kesecem. Dikkat et bir dalıda senin başına düşebilir. Cevabını alan zat başını içeri çekerek pencereyi "şarp" diye kapatmış.

           Yeri gelmişken söylemek lazım, artık temiz bir toplum, temiz bir inanç, temiz bir yaşam hakkımızı savunmamız gerekiyor. Ama bu kirlilikte sadece insanlar değil, bazı TV kanalları ve gazetecilerde çanak tutarak argo konuşmalara özendiriyor. Yani işin kısacası toplum olarak hızlı bir ahlaki çöküşe doğru sürüklenmekteyiz. Eğer önlem alınmaz ise yarınlar aydınlık değil karanlıktır. Kesilen ağacın dalı, kolu ve gövdesi kimin başına düşerse düşsün hepimizde temiz toplum düşü kurmuyor muyuz?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.