ÇANAKKALE İÇİNDE VURDULAR BENİ
Bugün18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 110. yıl dönümü.
Türk tarihinin dilden düşmeyen destanları,
Bu destanları yaratan büyük kahramanları vardır.
Bu kahramanların başında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk gelir.
Çanakkale; bir büyük destandır, büyük bir ruh ve Türk’ün şeref levhalarının en görkemlisidir.
Ta ilkokul yıllarından beri Çanakkale Zaferi deyince aklıma bir şiir, bir de türkü gelmiştir.
Mehmet Akif’in “Şu boğaz harbi ne ki, diye başlayan ve “Bir Hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor” diye devam eden “Çanakkale Şehitleri “ şiiri,
Diğeri ise ;
“Çanakkale içinde aynalı çarşı” diye başlayan o yanık “Çanakkale Türküsü”.
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı,
Off, gençliğim eyvah!
Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
Al kan olmuş suları bir tas içilmez,
Off, gençliğim eyvah!
Bu yanık türkünün sözleri Kastamonulu bir öğretmen şair İhsan Ozanoğlu'na (1907- 1981) aittir. Şair kendisi bir ilkokul öğretmenidir. Bu türkünün sözleri bir eğitimcinin kaleminden ve yüreğinden dökülmüştür. Rahmet olsun.
Çanakkale'den çıktım yan basa basa
Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa,
Off, gençliğim eyvah!
Çanakkale'den çıktım başım selamet
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet,
Off, gençliğim eyvah!
Bu türkünün bir de can yakıcı hikayesi anlatılır.
Hikayenin aslı bir mektuba dayanır.
Mektubun sahibi ise 'Çanakkale Şanlı Tarihine Bir Bakış' adlı kitabın yazarı Emrullah Nutku'nun kardeşi Seyfullah'tır.
Seyfullah 1903 yılında doğmuştur. Savaştan önceki dönemde Çanakkale Sultanisi adı verilen o dönemdeki lisenin 1. sınıf öğrencisidir. Çanakkale’ye gönüllü gider. Seyfullah 19 Eylül 1914 tarihinde Seyfullah Çanakkale'den annesine şöyle bir mektup yazar:
''Sevgili Anneciğim,
İki yıldır ayrı yaşadığımız bu hayat artık bitiyor. Sana ve aileme kavuşacağım için çok mutluyum.
Okulumuz artık hastane olacağı için bizi İstanbul'daki okullara göndereceklermiş. Öğretmenlerimizin büyük kısmı da askere gidiyor, üst dönemlerdeki ağabeylerimiz ise gönüllü olarak askere gideceklermiş. Türkçe öğretmenimiz bugün sınıfa geldi ancak çok durmadı, o da bize veda etti. Giderken bize vakti geldiğinde vatana yapılan hizmetin okulda verilen hizmetten daha kutsal olduğunu söyledi.
Kısa zaman önce sokaklardan askerler geçmeye başladı:
"Çanakkale içinde Aynalı Çarşı,
Anne ben gidiyom düşmana karşı"
Türküsünü söyleyerek yürüyorlar. Kimileri at sırtında kimileri develerle yol alıyorlar. Top arabaları ve mekkareler de onlara eşlik ediyor. Savaş çıkacağını söylediler. İngiliz ve Fransız gemilerinin boğazda dolaştığını duyduk. Gemiler buraları vuracakmış, ancak yakında İstanbul'a gideceğimiz için ben bunları göremeyeceğim. Oysa görmek isterdim. Sonunda size kavuşacağımı biliyorum.
Babamın ve siz anneciğimin ellerinden öperim, kardeşlerime selam ederim.
Oğlunuz Seyfullah.''
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni,
Off, gençliğim eyvah!
Çanakkale içinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı, kimimiz evli,
Off, gençliğim eyvah!
Çanakkale içinde bir kırık testi
Analar babalar umudu kesti,
Off, gençliğim eyvah!
İşte böyle.
Daha genç yaşta evine, barkına geri dönmeyenlerin,
Anasına, babasına, yavuklusuna kavuşamayanların hikayesidir Çanakkale.
Bu hasretlilerin hikayesini hatırlayın.
Çanakkale üstünü duman bürüdü
On üçüncü fırka harbe yürüdü,
Off, gençliğim eyvah!
Bu türküyü dinlerken duygulanır, gözlerim yaşarır.
Kimin gözü yaşarmaz, ağlamaz ki!
Sonra dualar gelir aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz için.
Çanakkale elinde toplar kuruldu
Vay bizim uşaklar orda vuruldu,
Off, gençliğim eyvah!
Selam olsun; vatanımıza, bayrağımıza, şehadetimize, toprağımıza, egemenliğimize, özgürlüğümüze, şehidimize ve gazimize!